Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, çeşitli ziyaretlerde bulunmak için geldiği Edirne’de ekonomiyi değerlendirdi.
Yılmaz, haziran ayında aylık enflasyonun 1,64 geldiğini hazırlatarak, yıllık enflasyonun ise 3,8 puan azalarak yüzde 71,6 olduğunu belirtti.
Temmuz ve ağustos ayları geldiğinde çok daha hızlı olarak yıllık enflasyonun gerileyeceğini belirten Yılmaz, enflasyonun temmuzda 60’lar civarına geleceğini ve ağustosta ise 50’ler civarına gerileyeceğini aktardı.
“Korumacılık eğilimleri güçlendi”
Yılmaz, Edirne Ticaret ve Sanayi Odasında İş Dünyası Toplantısına katıldı. Yılmaz burada yaptığı açıklamada, şu değerlendirmeyi yaptı:
Özellikle pandemi sonrası hala toparlanamamış bir dünya var. Gerek büyüme hızı açısından gerek ticaret bakımından tarihsel ortalamalarının altında seyreden bir dünya var. Son 20 yıla baktığınızda dünya ekonomisi yüzde 3,6 büyümüş. 2020-2022 dönemine bakarsanız büyüme hızı düşmüş. Pandemi ve pandemi sonrası şokların etkisiyle. Geçen yıl bir miktar toparlanma oldu yüzde 3’lere geldi. Bu yıl da 3’ü biraz geçmesi bekleniyor. Yani o 3,6’nın oldukça altında bir dünya büyümesi söz konusu bir taraftan da dünyada artık bu rekabet artmış durumda, bloklaşmalar artıyor, ticari rekabet kızışmış durumda korumacılık eğilimlerinin güçlendiğini görüyoruz.
“Dolar bazında dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz”
İşi kadar böyle ticaretin rahat bir şekilde geliştiği bir ortam olmadığını da ifade etmek isterim. Türkiye bu şartlar altında büyüme açısından baktığımızda oldukça iyi bir performans gösterdi. 2020 – 2022 döneminde gerçekten önemli bir büyüme performansı sergiledi. 2023’te de yüzde 4.5 gibi bir büyümemiz oldu. Dünya yüzde 3 büyürken, biz yüzde 4.5 büyümüş olduk. Bu yıla geldiğimiz zaman bu yıl da inşallah yüzde 4 civarında bir büyüme bekliyoruz. Orta vadeli programımızda, yine dünyanın üstünde performansı bekliyoruz. İlk çeyrekte 5.7 gibi bir büyümemiz oldu. Bundan sonraki dönemde de bir seviyede büyüyerek inşallah bu büyümeye ulaşacağız. Dünyanın önemli bir ekonomisiyiz. Nominal dolar bazında dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz.
“Türkiye, satın alma gücü paritesine göre hesaplandığında ise dünyanın 11. büyük ekonomisi”
Satın alma gücü paritesine göre hesaplandığında ise dünyanın 11. büyük ekonomisi konumundayız. Milli gelirimiz ilk defa geçen yıl 1.1 trilyon doları aştı. Tam olarak söylersek geçen yılki rakam 1 trilyon 119 milyar dolar. Kişi başına gelirimiz 13 bin 110 dolara yükseldi, bu hızı inşallah geleceğe taşımak istiyoruz. Değerli arkadaşlar geçen yıldan bugüne büyümemiz de şöyle bir farklı yaklaşım sergiledi tüketimle değil üretimle daha çok büyüyelim istiyoruz yatırımla ihracatla daha çok büyüyelim diyoruz. Bir taraftan enflasyonu düşürürken, bir taraftan da büyümeyi istihdamı korumak istiyoruz. Bu da kolay bir iş değil bunun sağlanabilmesi için büyümenin kompozisyonunu, bileşenlerini özellikle çok önemli görüyoruz. Daha çok üretimden ihracattan kaynaklanan büyüme gayreti içindeyiz.
“Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor”
Enflasyon rakamlarına da değinen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Daha çok sıkıntımız enflasyon konusunda. Dolayısıyla geçen yıl hazırladığımız orta vadeli programda enflasyonu temel öncelik olarak önümüze koyduk ve enflasyonu 3 döneme ayırdık. Birinci yıl geçiş süreci olacak dedik. 2’nci yıl dezenflasyon süreci, 3’üncü yıl ise kalıcı fiyat istikrarı dönemi. Geçiş sürecini geçtiğimiz mayıs ayında tamamlamış olduk ve dezenflasyon sürecine geçmiş olduk. Haziran ayında biliyorsunuz aylık enflasyon 1.64 geldi. Yıllık enflasyon ise 3.8 puan azalarak 71,6 oldu. Temmuz ve Ağustos ayları geldiğinde göreceksiniz çok daha hızlı yıllık enflasyon gerileyecek. Temmuzda 60’lar civarına Ağustos’ta ise 50’ler civarına gerileyen bir enflasyon göreceksiniz. Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Gelecek sene yüzde 20’li rakamlar, 2026’da ise tek haneli rakamlara indirmek için gayret edeceğiz.
“Merkez Bankası rezervlerinde olumlu gidişat”
Merkez Bankası rezervlerinde çok olumlu bir gidişat var. Geçen yıl Mayıs’ta 98,5 milyar dolara kadar düşmüştü rezervlerimiz. 28 Haziran itibarıyla yaklaşık 143 milyar dolar seviyesine yükselmiş durumda. SVAP hariç net rezerv dediğimiz rakam da yine oldukça iyi bir yere gelmiş durumda. Rezervlerin güçlenmesi niçin önemli; işte bu riskleri düşürüp ülkemizi daha avantajlı daha emin bir konuma taşımak açısından çok önemli. Geçtiğimiz yıl afet yaşadık. Birçok ülkeden hem nüfus hem de coğrafya bakımından büyük bir bölgede 14 milyon insanımızı etkileyen bir afet yaşadık. Acil müdahaleler bitti ama asıl işimiz şimdi kalıcı bir şekilde rehabilite etmeye çalışıyoruz bu bölgelerimizi üç başlık altında bunu yapıyoruz.
“Kalıcı konutları inşa ediyoruz”
Kalıcı konutları inşa ediyoruz. Tahrip olan altyapıları, ulaşımdan enerjisine altyapıları yapıyoruz. Bir taraftan de o bölgelerimizin sosyoekonomik kalkınmasını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Organize sanayi bölgelerinden tutun, başka konulara verinceye kadar. Burada 104 milyar dolar gibi toplam bir maliyetle karşı karşıyayız. Sadece bu sene merkezi yönetim bütçemizde deprem bölge çalışmaları için ayırdığımız kaynak 1 trilyon 30 milyar civarında bir kaynak ayırıyoruz” diyerek açıklamasını noktaladı.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
GÜNDEM
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 2024GÜNDEM
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 2024GÜNDEM
05 Kasım 2024GÜNDEM
05 Kasım 2024